Emrah Güçlü: "Geleceği İthal Edemeyiz"

Vergi Savaşlarının Gölgesinde Türkiye: Yerli Teknoloji İçin Dönüşüm Zamanı

ABD-Çin ticaret gerilimi küresel tedarik zincirlerini sarsarken, Türkiye'nin teknoloji alanındaki dışa bağımlılığı yeniden tartışma konusu oldu. Uzmanlara göre, bu kriz aynı zamanda yerli ve milli üretim için bir fırsat kapısı aralıyor.

Küresel Kriz, Yerli Çözüm

ABD ile Çin arasında son yıllarda tırmanan ticaret savaşları; çip üretiminden 5G altyapısına, yapay zekâdan veri güvenliğine kadar birçok alanda dünyayı derinden etkiliyor. Sadece iki ülke değil, bu iki dev arasındaki çatışmadan etkilenen tüm ülkeler için domino etkisi söz konusu.

Türkiye, teknoloji alanında ağırlıklı olarak ithalata dayalı bir yapıya sahip olduğu için bu tür küresel krizlerden doğrudan etkileniyor. Ancak uzmanlara göre bu kriz aynı zamanda bir fırsata dönüştürülebilir.

Siber güvenlik uzmanı Emrah Güçlü, bu krizin Türkiye için uyarı niteliğinde olduğunu belirtiyor:

“Krizler aslında dönüşüm anıdır. Bugün ABD Çin’e, Çin ABD’ye ambargo koyuyor. Ama bu gerilimden biz etkileniyoruz. Çünkü kendi çipimizi, yazılımımızı, sunucumuzu üretmiyoruz. Sürekli tüketiyoruz. Geleceği ithal edemeyiz. Yerli teknoloji artık bir vizyon değil, bir mecburiyettir.

Küresel teknolojik bağımlılığın, dışa bağımlı sistemlerin ve ithal yazılımların getirdiği riskler her geçen gün daha görünür hale geliyor. Lisans anlaşmalarıyla kısıtlanan, güncellemelerle bağımlı hale getirilen sistemlerin yerine yerli ve milli çözümler üretmek, sadece ekonomik değil, stratejik bir zorunluluktur.

Bu mesaj, duygusal bir tepki değil, bir vizyon çağrısıydı. Çünkü üretmeyen toplumlar sadece dışa bağımlı kalmaz, aynı zamanda geleceklerini de başkalarının politikalarına teslim ederler.

Bugün yerli siber güvenlik yazılımları, kendi veri merkezlerimiz, yerli çip ve ağ teknolojilerimiz için ortaya konan her çaba, gelecekte daha güçlü, daha özgür bir Türkiye’nin temelini atmaktadır.

Yerli Üretim Olmadan Geleceğe Yön Veremeyiz

Türkiye’nin teknoloji ithalatına dayalı yapısı, sadece ekonomik değil, stratejik anlamda da büyük risk taşıyor. Kriz dönemlerinde tedarik zincirleri bozuluyor, lisanslar iptal ediliyor, destek hizmetleri sekteye uğruyor. Yani dışa bağımlı kalındıkça, başka ülkelerin politik kararları bizim üretimimizi de, güvenliğimizi de etkiliyor.

Uzmanlara göre yerli üretimin güçlenmesi için şu adımlar kritik öneme sahip:

Teknoparklar ve üniversiteler arası köprülerin güçlendirilmesi Kamu ihalelerinde yerli üreticiye öncelik tanınması

 

Türkiye Treni Kaçırmamalı

Dünya dijitalleşiyor, teknoloji artık sadece bir sektör değil; sağlık, savunma, enerji ve iletişimin merkezinde yer alıyor. ABD-Çin savaşları bu gerçeği bir kez daha kanıtladı. Türkiye de artık tüketen değil, üreten bir ülke olmalı. Çünkü bu tren kaçarsa, bir sonraki durağa varmak çok zaman alabilir.